GENEL

Memurun Eğitim Hakkı (657 S.Y.)

Kamu görevlisinin atama, nakil, izin gibi özlük hakları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunumuz ile belirlenmiştir. Buna karşın memurun eğitim hakkı şeklinde bir düzenleme henüz yasalarımızda yar almamaktadır. Bu eksiklik de kamu görevlisinin eğitim ve meslek hayatı arasında bir seçim yapmaya zorlamaktadır. Ancak doğrudan memurun eğitim hakkı gözetilerek bir izin hakkı düzenlenmemiş is ede; Mevcut düzenlemelerimizin memurun eğitim hakkını tamamen ortadan kaldıracak veya büyük ölçüde kısıtlayacak şekilde katı olduğunu söylemek de yanlıştır.

Kamu görevini yürütürken 4 yıllık lisans eğitimini de aynı dönemde tamamlamış birisi olarak bu konudaki bilgi ve deneyimlerimi sizinle paylaşmak istedim.

Memurun Eğitim Hakkı Var Mıdır?

Hizmet içi eğitimler haricinde memurun akademik eğitim haklarına yönelik ayrı bir düzenleme yoktur. Kamu gücüne atananlar, bu atamalarından sonra belirli yükümlülükler altına girerler. En önemli yükümlülükleri ise işe devam zorunluluğudur. Kamu görevlisinin eğitiminden önce bu göreve devam zorunluluğu esastır.

Bu zorunluluk ilk etapta memurun eğitim hakkının kısıtlandığı izlenimi yaratabilir. Ancak kamu hizmetinin eksiksiz ve kusursuz bir şeklide yerine getirilmesi için bu zorunluluktur. Bu nedenle memurlara eğitim izni şeklinde bir düzenleme yoktur.

Mevcut düzenlemeler kanımızca yerinde olup, böyle bir hakkın istismar edilmesi takdir edeceğiniz gibi kamu hizmetlerinin yürütülmesini hemen hemen olanaksız kılacaktır. Bu konuda zaman zaman yargı yoluna eğitim hakkının engellendiği yönünde başvurularda bulunulduğu görülmüştür. Ancak yapılan bu başvuruların tamamı kamu görevlisinin aleyhine sonuçlanmıştır.

Anayasanın 42. Maddesine Göre Eğitim Hakkı Nedir?

Anayasamızın 42. Maddesinde yer alan “eğitim ve öğretim hakkı ve ödevi” ile memurun eğitim hakkı oldukça farklıdır. Anayasamızın 42. Maddesinde;

“Kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz”

Hükmü yer almaktadır. Anayasamızın 42. Maddesinde yer alan bu hükme göre kamu görevlisinin eğitim hakkı kısıtlanmış olarak görülebilir. Esasen birçok kamu görevlisi çalışanın eğitim hakkı var mıdır? Konusunda araştırma yaparken ilk olarak bu hükme göre kamu görevlisinin eğitim halklarının kısıtlanamayacağı iddiasında bulunurlar. Ancak yine Anayasamızın 42. Maddesinin devamında;

“Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldıramaz”

Hükmüne de yer verilmiştir. Kamu görevlilerinin Anayasaya sadakat borcu olduğu konusunda kuşku yoktur. Kamu görevlisi öncelikle bu sadakat borcunu yerine getirmekle yükümlüdür.

Memurun Eğitim İçin İzin Hakkı Var Mıdır?

657 sayılı yasada memurların yıllık inleri haricinde mazeret izinleri de düzenlenmiştir. Bu mazeret izinleri arasında maalesef ki eğitim ini yer almaz. Bu nedenle memurun eğitim için izin hakkı olmadığını söyleyebiliriz.

Hem Memur Olup Hem Üniversite Okumak Mümkün Müdür?

Yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, memurun sadece örgün üniversitelerde okuyor olmasına bağlı olarak izin verileceğini zorunlu kılan bir düzenleme yoktur. Böyle bir düzenleme olmaması hem memur olup hem üniversite okumak imkansız olduğu sonucunu doğurmaz.

Bilindiği üzere örgün şekilde yapılan öğretimlerin birçoğu açık öğretim şeklinde de yapılabilmektedir. Kişi mutlaka ki akademik eğitim almak istiyorsa tercihlerini uzaktan eğitim şeklinde kullanabilir. Ya da benzer şekilde ikinci öğretim olarak bilinen sisteme dahil olarak hem memur olup hem üniversite okumanın önünde hiçbir engel yoktur.

Memurun Eğitim Hakkı Mahkeme Kararı

Memurun eğitim hakkı zaman zaman yargı kararlarına da konu olabilmektedir. Özellikle kamu görevlisine eğitimleri nedeniyle izin verilmemesi; Kamu görevlisinin eğitim hakkının engellendiği sonucunu doğurmayacağı yönünde yerleşmiş içtihatlar vardır. Buradaki konu tartışmasız olup bazı durumlarda da memurun eğitim hakkı tayin ve yer değişikliği gibi idari işlemlere de konu olabilmektedir. Dilerseniz bu konuda bir mahkeme kararını inceleyelim.

Rize Bölge İdare Mahkemesi Kararı

Rize İdare Mahkemesi’nin 23/10/2019 gün ve E:2018/847, K:2019/743 sayılı kararıyla; davalı idare tarafından, kamu hizmetlerinin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yürütülebilmesi için davacının hizmetine ihtiyaç duyulduğu açık olduğundan, davacının,

Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü emrine naklen atanmasına muvafakat verilmesine yönelik talebinin, somut olarak ortaya konulan personel yetersizliği sebebiyle kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda ve de takdir yetkisi sınırları içinde kalınmak suretiyle reddedilmesine yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, davacı tarafından, eğitim özrü kapsamında naklen atanabilmek için muvafakat verilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine yönelik işlemin, davacıyı eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakacağı iddia edilmekte ise de;

Anayasa Mahkemesi’nin, “eğitim özrü nedeniyle kurumlar arası atama talebine ilgili İdarece muvafakat verilmemesi ve buna ilişkin davanın reddedilmesi sonucunda yapılan bireysel başvuru üzerine vermiş olduğu 20/02/2014 tarih ve 2012/606 Başvuru sayılı kararı”nda; “kamu görevlisi olmasının kendisine sağladığı bir takım ayrıcalık ve avantajların yanı sıra, bazı külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmayı da gerektirdiği, kamu görevine kendi isteği ile giren kişinin, bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılacağı, 

Eğitim hakkının korunması gerekçesiyle idareden, atamaya ilişkin bütün işlemlerde personelin eğitim mazeretlerinin kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesinin, üslenilen kamu hizmetinin yürütülmesini imkansız hale getireceği ve Anayasa ile güvence altına eğitim hakkının kapsamının, kamu görevlisinin devam etmek istediği bir eğitim programının, atanma veya atanmama taleplerinde mazeret olarak dikkate alınması ve atanma talebinin eğitim özrü doğrultusunda yerine getirilmesi gibi pozitif yükümlülükleri içerecek kadar geniş yorumlanmasının da mümkün olmadığı, davacının Anayasa’nın 42.maddesinde güvence altına alınan “eğitim” hakkının, bu kapsamda sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak sınırlandırılabileceği, bu durumun ise davacının eğitim hakkını doğrudan değil, dolaylı olarak etkileyebileceği vurgulanarak, eğitim özrü kapsamında muvafakat verilmemesinin başvurucunun eğitim hakkına yönelik bir ihlal olmadığına ilişkin hükmü dikkate alındığında, davacının bu kapsamdaki iddiasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Memurun Eğitim Hakkı Mahkeme Kararı

Davacı tarafından; eksik incelemeye dayanılarak karar verildiği, ön lisans mevzunu olduğu ve lisansını tamamlamak amacıyla Hacettepe Üniversitesi’ne kayıtlı olduğu halde Mahkeme’nin, durumunu lisans mezunuymuş gibi değerlendirdiği, veri hazırlama ve kontrol işletmeni unvanlı üç personelden K4.’nın 01/11/2019 tarihi itibariyle göreve başladığından idarenin personel ihtiyacı gerekçesinin ortadan kalkmış olduğu, 2017 yılında sekiz ay boyunca tek başına görev yaptığı dikkate alındığında personel ihtiyacının söz konusu olmadığının anlaşılacağı, idarenin iddiasının aksine aktif öğrenci sayısının 392 olduğu, kararda bahsi geçen Anayasa Mahkemesi kararının uyuşmazlık konusu olaydan farklı olduğu, eşitlik ilkesine aykırı olduğu, savunma hakkının ihlal edildiği, muvafakat verilebilmesi için gerekli tüm koşulların mevcut olduğu ileri sürülerek istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ :İstinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi’nce, dava dosyası 2577 sayılı Kanunun 45. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ”İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 3. fıkrasında, “Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir.” hükmü yer almaktadır.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda anılan Rize İdare Mahkemesi’nin 23/10/2019 gün ve E:2018/847, K:2019/743 sayılı karar, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, istinaf istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın kaldırılmasını gerektiren mahiyette bulunmadığından 2577 sayılı Yasanın 45/3. maddesi uyarınca istinaf isteminin reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın resen istinaf isteminde bulunana iadesine, 11/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

İlgili Bölge İdare Mahkemesinin kararından da anlaşılacağı üzere davacının yer değişikliği talebinin eğitim hakkına dayandırılması usul ve esasa aykırı bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

Memurun Eğitim Hakkı Anayasal Bir Hak Mıdır?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin eğitim ve öğretim hakkı vardır. Bu hak ancak Anayasamızın 42. Maddesinde yer alan ve yukarıda özetlediğimiz durumlar dahilinde engellenebilir. Memurun sadece memur olmasına bağlı olarak ayrıcalıklı bir şekilde eğitim hakkı yoktur. Ancak vatandaş olarak eğitim hakkını kullanmak istediğinde yine diğer vatandaşlarla aynı haklara sahiptir. Bu nedenle memurun eğitim hakkı Anayasal bir hak olduğu yönünde gerçekleşen söylemler gerçeği yansıtmamaktadır. Mevcut tüm Danıştay ve Bölge İdare Mahkemesi içtihatları da bu yöndedir.

Memurun Eğitim Hakkı (Özet)

Yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalar ve memurun eğitim hakkı ile ilgili yargı kararları, 657 sayılı devlet memurları kanunu tümü birlikte değerlendirildiğinde memurun eğitim hakkı daha doğrusu eğitime bağlı olarak diğer kamu görevlilerinden farklı bir ayrıcalığa sahip olacağı yönünde bir düzenleme yoktur. Buna karşın memurun bağlı bulunduğu kamu kuruluşunda örgün bir şekilde eğitim gören kamu personellerinin takdir doğrultusunda mesai saatlerinin değiştirilmesi veya esnetilmesi mümkün olabilmektedir. Örneğin ben adliye zabıt katibi olarak görev yapmakta iken, hukuk fakültesini kazanmış ve 3 yıl süre ile örgün eğitimlere katıldım. Kurum hafta içi bazı günler izinli olduğumu varsayarak hafta sonuç nöbetleri ile mesai saatlerimi denkleştirmiştir. Bu şekilde amirlerim yaklaşık 3 yıl süre ile mesai saatlerimde esneklik göstermişlerdir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kariyer Sertifikaları
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.